ve es semâe
: ve sema, gökyüzü
refea-hâ
: onu yükseltti
ve vadaa
: koydu, vazetti, dizayn etti
el mîzâne
: mizan, ölçü, denge
|
7-Ves semae rafeaha ve vedaal mizan
“ve kainatı (semayı) yükseltti ve kainata denge koydu.”
Allah’u Teala her an yaratma halindedir. Haliyle kainatta her an yeni varlıklar yaratılmaktadır. Bu varlıkların (güneşler,yıldızlar, aylar, gezegenler, galaksiler.. vb.) hareketlerinden dolayı birbirlerine girmemesi için Allah’u Teala, galaksileri kainat içerisinde birbirinden uzaklaştırmaktadır. Kainat boşluğu sonsuzdur. O sonsuzluğun içerisinde, gezegenlerin galaksilerden uzaklaşması, Kuran-ı Kerimde göğün genişlemesi olarak anlatılmıştır. Bu konuya ilişkin ayet, Zariyat suresi 47. ayettir. Bu ayeti kerimede Allah’u Teala söyle buyuruyor:” Kainatı biz yarattık elbette kainatı genişleten biziz.”
Yeri gelmişken Kuran-ı Kerimin bir çok yerinde geçen “biz” kelimesini açıklayalım; bilindiği üzere Allah-u Teala tektir eşi, benzeri, ortağı yoktur. Bazı ayetlere “biz” hitabıyla başlamasının hikmet ve sebepleri şudur: Allah-u Teala kainatı ve içindekileri yaratırken, bu varlıkları kendi varlığından yaratıp, sayısız isimleri ve bu isimlere has kudretleriyle ve ilimleriyle desteklemiştir. Örnek verecek olursak; kainata istiva eden Rahmandır. Bu istivasıyla bütün kainatı dengede tutmaktadır. Kainattaki canlı cansız tüm varlıklara, hareketlerini ve görevlerini belleten Rab’dır. Bu varlıklardaki sırları gizleyen Settar’dır. Kainat içindeki canlı varlıkların rızıklarına göre Rezzak’ tır. Onların ömürleri bitince Kahhar’dır. İşte bu sebeple Allah-u Teala kainatta yarattığı varlıklara tecellilerinde bir çok isim ve kudretiyle destek olur. İşte Allah-u Teala’nın bu hallerini anlatan sureler ve ayetler ”biz” kelimesiyle başlar. Bu hal, Allah’u Teala’nın bir çok esmasının bir arada müdahale ettiğinin delilidir. “Biz” ile başlayan ayetlere tefekkür edildiği zaman, o vahiylerin altında, Allah’u Teala’nın bir çok esma ve kudretini görürsünüz.