DNA Molekulunun YARATILISI

03.03.2015 16:47

DNA MOLEKÜLÜNÜN YARATILIŞI, CANLILAR İÇİN ÖNEMİ

VE 

TESBİHATI

 

 

Elementlerin  yaratılışında  altı günde yaratılış sıralaması takip edilir.  Yaratılışın her aşamasında 

ayrı  ayrı  esmaları  tesbih  ederek  yaratılış meydana gelir.  Bu

sıralamalar beşinci ve altıncı günlerde atomların birleşerek

molekülleri  oluşturmasıyla  birlikte,  moleküllerinde  hak

kazandıkları  esmaların  tesiriyle  vücuda  gelecek  her  türlü

yapının, hava, su, toprak, meyveler, sebzeler v.s. nin, renk,

biçim, koku, tat gibi özellikleri bu moleküllerin yapılarında

bilgi  olarak  bu  aşamada  kaydedilmiştir.  Bu  bilgiler  son

aşamada yani altıncı günde hücrelerin içlerine yerleşirler.

 

Dördüncü  aşamada;  atomun  yaradılışı  ışıktan

kuarka(balçık) trilyonlarca altı değişik esmanın tesbihatıyla

tamamlanmıştır.

 

Beşinci aşama için bir başka atomun değişik tesbihatlar

zinciriyle  yaratılıp,  hangi  maddenin  molekülünü

oluşturmaya programlanmışsa o atomla birleşmesi gerekir.

Yaratılan  her  atom,  yaratılışın  kuralı  gereği  yukarda

anlatıldığı gibi iç içe ve birbiriyle aynı olmayan esmaların

birleşmesi ile oluşurlar.

 

İşte yaradılışın beşinci aşamasına geçerken, evreni gaz

bulutu  halinde  dolduran  atomlar  Allah’ın  (c.c)  emriyle,

bilinçli olarak ve isteyerek bir araya gelip evrenin fiziksel

yapısının temelini oluşturmuşlardır.

“Sonra  duman  halinde  olan  göğe  yöneldi,  yerküreye:

İsteyerek veya istemeyerek, gelin! Dedi.İkisi de ‘isteyerek

geldik’ dediler.”

Fussılet suresi -11-Bu emrin tesiriyle moleküller ve hücreler Allah’a itaat

ederek  ve  Allah’ın  irade  buyurduğu  belirli  çekim

merkezlerinde  toplanarak,  yerleri  (gezegenleri)

oluşturmuşlardır.

 

 

Altı günde yaratılış, Yaratıcının “ Ol ” emriyle bir anda

olmuştur.  Yaratılışın  son  iki  günü  yerlerin  ve  göklerin

ayrışmasını  sağlamış,  gaz  bulutları  belirli  çekim

merkezlerinde  toplanarak  gezegenleri  oluşturmuş  ve  uzay

boşluğu ortaya çıkmıştır.

 

“De ki:gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkar edip

O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir. “

Fussilet suresi -9-

 

Yukarıdaki ayette yer olarak geçen yapı evrendeki bütün

gezegenler, yıldızlar ve galaksilerdir. Yerlerin ve göklerin

yaratılışı ve dengeye konuluşundan sonra evren içerisinde

tecelliyat genişlemeye devam ettiği ve gezegenler arasındaki

mesafeler birbirinden uzaklaştığı için evrende bir sükunet

oluşmuş gibidir.

 

“Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu.”

Rahman suresi -7-

 

Atomların  ve  moleküllerin  oluşturduğu  gaz  (duman)

halindeki  evrende  atomların  birleşerek  molekülleri,

moleküllerin  birleşerek  hücreleri,  hücrelerin  birleşerek

gezegenleri(yerleri) oluşturması Kuran-ı Kerim’de göklerin

ve yerlerin ayrılması olarak ifade ediliyor.

 

“O  inkar  edenler  görmüyorlarmı  ki,  (başlangıçta)

göklerle yerler bitişik iken, Biz onları ayırdık…”

Enbiya suresi -30-

 

Uranyum  atomunun  yaratılmasını  yaratılışın

aşamalarında  atomlara  kadar  olan  aşamayı  anlatmak  için

örnek olarak anlatmıştık. Atom aşamasından sonra yukarıda

anlatıldığı  gibi  atomlar  molekülleri,  moleküller  hücreleri

meydana getirerek altı aşama tamamlanacaktır.

 

Evren içerisindeki trilyonlarla ölçülemeyen sayıda ve hiç

biri  diğerine  benzemeyen  ayrı  ayrı  esmaların  tesbihatı

evrenin  kendisini  oluşturmuştur.  Evrenin  oluşma  bilgileri

evrenin  beşinci  aşamasında  yaratılan  moleküllere  birer

küçük  levh-i  mahfuz  özelliği  kazandırmıştır.  Moleküller

evrenin sırrının bilgi bankalarıdır. Allah (c.c) sonsuz irade

ve  kudretiyle  moleküllerin  yapılarına  hangi  maddenin

yaratılması  esnasında,  nasıl  ve  hangi  yapılarla

birleşeceklerini  şifreler  halinde  yerleştirmiştir.  Dolayısıyla

evrende  olan  en  küçük  hareket  bile  yaratıcısının  emrinin

dışında olamaz.

 DNA’nın tesbihatı (molekülün)

 

 

Şekil 

de görüldüğü gibi molekülü meydana getiren,

ışık, enerji, balçık, elektron, nötron, proton sıralaması olmak

şartıyla molekülün yaratılmasında en az iki atom birleştiği

için  6  x  2  =  12  değişik  esmanın  bir  saniye  içerisinde

katrilyonlarca defa tesbihatını, molekülün iç yapıları tesbih

ederken,  vücut  kazanan  molekül  de  fert  olarak  başka  bir

esmayı tesbih etmeye başlar.(mesela El Halim)

Yaratılışın altıncı aşaması(günü)

Altıncı  aşamada,  göklerin,  yerin  ve  arasındakilerin

yaratılması  tamamlanmıştır.  Bu  aşamada  moleküller

Allah’ın  (c.c)  emriyle  bir  araya  gelerek  hücreleri

oluştururlar, hücre kendini meydana getiren iç içe değişik

esmaların  tesbihatlarını  varlığında  cem  ederek  ferdi

tesbihatına başlar. Misal; hücre “El Hay” esmasını tesbih

etsin.

Artık  evreni  oluşturan  bütün  yapılar  yaratıcısının

isimlerini  sayısız  defa  tesbih  etmektedir.  Ve  bu  durum

kıyamete kadar böyle sürecektir. Ve evren de Allah’ı ferdi

olarak tesbih etmeye başlamıştır.

 

Yine bu aşamada yerler, gökler ve arasındakiler kemal

noktasına ulaşmıştır. Ve artık evren ve içindeki her varlık

kendisine  biçilen  ömrünü  tamamlayıp  Allah’a  doğru

yolculuklarına başlamışlardır. Evren ve içindeki her varlık

yaratılışından kendi kıyametine ve ötesine kadar yaratıcısına

muhtaçtır.  Evrendeki  varlıklar  bir  taraftan  asıllarına

dönerken diğer taraftan yeni oluşumlar ve Allah’ın yaratma

hali de  sürmektedir. Çünkü yaratılış  alternatiftir.  Evrende

yaratılan her şey doğum ve ölüm alternatifliğini yaşarlar.

 

Bu hali Allah (c.c) Kuran-ı Kerim’de kullarına şöyle

beyan ediyor :

“Göklerde ve yerde bulunan herkes O’ndan ister. O, her

an yaratma halindedir.”

Rahman suresi-29-

 

Yukarıdaki ayette vurgulandığı gibi Allah (c.c) yaratmayı

sürdürmektedir. Bu yaratma hali daha önceden oluşan ve

evrenin genişlemesiyle ifade edilen yayılma halinin içinde

bulunan  ışık,  enerji,  balçık,  atom  gibi  yapıların  fiziksel

görünüme geçmeleri şeklindedir.

 

“Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik ve şüphesiz Biz

(onu) genişleticiyiz.”

Zariyat suresi -47-

 

Evrende yaratılan her varlık yukarıda anlattığımız gibi

ışıktan  hücreye,  hücreden  küreye  her  yapı  iç  içe  zikirler

sıralamasından oluşmuştur. Hatta evren dahi ferdi tesbihatı

ile  meşguldür.  Bu  aynı  zamanda  yüce  Yaratıcımızın  bir

saliseden  az  bir  süre  içerisinde  sayılarla  ölçülemeyecek

kadar, evrenin sonsuzluğunda tekrarlandığının ispatıdır.

Allah’ın (c.c)  bildiğimiz  ve  bilemediğimiz  esmalarının

ayrı ayrı bir araya gelmesi ve alternatif olarak tekrarlanması

evreni kuşatan Allah’ın ilmindendir. Bu ilim yarattıklarıyla

beraber  sonsuzluğa  yayılmıştır.  Ve  ışık  taneciğinden

kürelere kadar evreni ve içindekilerini kuşatmıştır.

Allah’ın  (c.c)  ilmiyle  evreni  kuşatması  aynı  zamanda

evreni  bilinç  sahibi  yapmıştır.  Çevremizde  ve  evrende

algıladığımız ve algılayamadığımız her varlık bilinçli olarak

Allah’ın emrindedir.

 

-“Arş’ı  yüklenen  ve  birde  onun  çevresinde  bulunanlar,

Rab’lerini  hamd  ile  tesbih  ederler.  O’na  iman  ederler.

Müminlerin  de  bağışlanmasını  isterler:  Ey  Rabbimiz!

SENİN RAHMET VE İLMİN HER ŞEYİ KUŞATMIŞTIR.

O  halde  tevbe  eden  ve  senin  yolunda  gidenleri  bağışla,

onları cehennem azabından koru.(derler)”

Mü’min suresi -7-Yaradılış ve altı aşamasının her aşaması başlı başına birer

bilim  dalıdır.  Evren  iç  içe  tesbihatlarıyla  ve  kendisini

kuşatan Allah’ın ilmiyle tam bir denge ve uyum içersindedir.

“Yedi kat göğü birbiriyle tam uyum içerisinde yaratan

O’dur.  Rahman’ın  yaratmasında  hiçbir  nizamsızlık

göremezsin. Çevir de bak gözünü bir kusur görebilir misin?

Sonra tekrar tekrar gözünü çevir de bak, gözün bir kusur

bulamadığı için eli boş ve bitkin olarak geri döner.”

Mülk suresi -3,4-Yukarda verdiğimiz örnekte,  ışıktan hücreye yaratılışın

altı  aşamasında  yapmış  olduğu  tesbihatları  sıralayacak

olursak aşağıdaki şekilde tesbihatlar zinciri ile karşılaşırız.

Şekil dokuzda görüldüğü gibi atomun ışık yapısı birinci

aşamada yaratılır ve ışık tanecikleri Er Rahman ismini, Işık

taneciklerinin bir araya gelerek oluşturdukları enerji yapı El

Alim  ismini,  enerji  taneciklerinin  bir  araya  gelerek

oluşturdukları balçık yapı (kuark) El Hakim ismini, balçık

taneciklerinin  bir  araya  gelerek  oluşturdukları  atomun

protonları  El  Cami  ismini,  nötronları  El  Veli  ismini,

elektronları El Kadir ismini tesbih etmektedir

 

Bu aşamadan sonra Elektron, proton ve nötronların bir

araya gelerek oluşturdukları atomların en az iki tanesi bir

araya gelerek molekülü oluştururlar. Molekül ferdi olarak El

Halim  ismini  tesbih  eder.  Moleküller  bir  araya  gelerek

hücreleri  oluştururlar,  hücrelerde  kendi  iç  tesbihatlarıyla

birlikte misal olarak verdiğimiz örnekte El Hay ismini tesbih

etmektedir.

 

Altı aşamanın tesbihatının misali anlatımı

TESBİHATLAR VE FREKANSLAR

 

Geçtiğimiz  sayfalarda  bahsettiğimiz  gibi  yaratılış

alternatiftir. Allah (c.c) birdir, eşi benzeri ve kendine dengi

asla  olamaz.  Bu  sebeple  yarattığı  her  varlık  alternatiflik

içerir. Bu alternatiflikler artı – eksi, gece – gündüz, doğum –

ölüm, cennet – cehennem v.s , bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Yaratılıştaki  alternatiflik  aynı  zamanda  Allah’ın  sonsuz

kudretine muhtaçtır. Alternatiflik Allah’ın evrenin nizamına

koyduğu aynı zamanda çift yaratılış kuralıdır. Çift yaratılış

evrenin ve evreni oluşturan yapıların alternatifliğidir.

“Her  şeyden  de  çift  çift  yarattık  ki,  düşünüp  öğüt

alasınız.”

Zariyat suresi -49-Şekil -10-

-51-Yaratılışın  ilk  aşaması  çok  şiddetli  ışık  idi,  ışık

tanecikleri ışık hüzmesini oluşturduğunda yapısı gereği ışık

huzmesinin bir tek telini incelersek o ışık telinin alternatif

bir yapıya sahip olduğunu görürüz. Bu ışığın alternatifliği

aynı  zamanda  ışığın  frekansıdır.  İlk  yaratılıştaki  ışığın

frekansını  günümüzde  kullanılan  frekans  ölçerlerle

(osilaskop  gibi)   algılamak  mümkün  değildir.  Çünkü  ilk

yaratılıştaki ışığın frekans aralıkları şiddetinden dolayı çok

sıktır.

Gerek  ilk  yaratılıştaki  ışık  olsun,  gerekse  günümüzde

algıladığımız ilk yaratılıştaki ışığa göre çok zayıf olan ışığın

yayınlamış  olduğu  frekansları,  bu  ışık  yapıların

tesbihatlarının titreşimleridir.

Bu  frekansları  günümüz  teknolojisiyle  inceleyecek

olursak şöyle bir örnek verebiliriz. Mikrofona Allah ismini

söylersek  ses  dalgaları  mikrofondan  elektrik  enerjisine

dönüşerek,sesin  dalga  boylarına  göre  aynı  aralıktaki

frekansa  dönüşür.  Bilindiği  gibi  elektrik  akımı  elektron

akışıdır.  (elektrik  akımının  frekanslarını  elektronların

tesbihatları oluşturur,elektrik her ne kadar alternatif akım ve

doğru akım olarak ikiye ayrılsada doğru akım frekanslarının

sıklığı  sebebiyle  yayınlamış  olduğu  dalga  boyları  frekans

ölçerlerde salınımsız,düz bir çizgi gibi görünür.) Mikrofona

okuduğumuz Allah isminin kablolardan frekanslar halinde

geçerek   her  hangi  bir  frekans  ölçer  cihazının  ekranında

Allah ismini frekans dalgaları halinde görürüz.( Bak şekil

11)  ışıktan  maddeye  altı  aşamada  yaratılan  ve  sonrada

hücrelerin bir araya gelmesiyle vücut sahibi olan her varlık,

yaratılışının her aşamasında bu frekanslarla yaratılmıştır.

 

Dikkat edilirse esmaların tesbihat sayısı yaratılan madde ışık

halindeyken  katrilyonların  ötesinde  adete  sahipken  ışık

taneciklerinin birleşerek oluşturdukları enerji taneciklerinin

tesbihat sayısı ışık taneciklerinin tesbihat sayısına göre daha

azdır. Bu sıralamada evrenin oluşumuna gelene kadar aşama

aşama tesbihat sayısı azalır.

Çünkü çoklar birleşerek her aşamada tekleri oluştururlar.

Evrene  gelince  evren  tek  olduğu  için  tesbihatıda  tektir.

Evren yaratılışının başlangıcında ferdi olarak tesbih etmeye

başladığı tek ismi kendi kıyametine kadar bir defa tesbih

eder.  Evrenin  ferdi  tesbihatı  bittiği  zaman  evren  kendi

varlığının içine çökerek yok olacaktır. Bu aşamada yaratılış

tersine dönecek yaratılan her varlığın tesbihatı geriye doğru

akarak  ilk  yaratılıştaki  çok  şiddetli  ısı  ve  ışığın  oluştuğu

haline gelecek ve kıyamet kopmuş olacaktır.

Hatta kıyametin kopma esnasında yaratılışın ilk halindeki

çok şiddetli ışık ve ısıya gelmeden hemen önce evrenin ve

gök yüzünün almış olduğu hali  Kuran-ı Kerim şu şekilde

ifade ediliyor:

“O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur.”

Mearic suresi -8-Yukarıdaki ayette evrenin nasıl bir hal alacağına Allah

(c.c) açık açık bildiriyor. Erimiş madenin nasıl bir renge

sahip olduğu herkesçe malumdur.

 

“Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu

zaman,”

Rahman suresi -37-

 

Evren  kıyamet  halinde  dahi  Allah’ın  emriyle  yapmış

olduğu tesbihattan kesinlikle ödün vermez. Evrenin yaratılışı

ve bitişi esmaların tesbihatıdır. Evrenin başlangıcı ve bitişi

çok şiddetli ısı ve ışıktır.

O halde, evrendeki ilim ışıktan hücrelere gelinceye kadar

birbirlerinin  içine  frekanslar  zincirleriyle  yerleştirilmiştir.

Bu bilim yüklü frekanslar genellikle moleküllerde bulunur.

Moleküllerle  birlikte  hücrelerin  içerisinde  yer  alırlar.  Bu

günün  teknolojisiyle  bu  bilgiler  kısmen  bilgisayarlar

aracılığıyla  çözümlenmeye  başlamıştır.  Örneğin  D.N.A

moleküllerinde bu bilgiler hangi varlığı oluşturacaklarsa o

varlığın  doğumdan  ölüme  bütün  bilgileriyle  donatılmıştır.

Ve her DNA. kendisine has ayetler içerir.

“Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.”

Zariyat suresi -20-

 

Örneğin  bir  gül  ağacının  DNA  larında,  gülün

tohumundan meyvesine, meyvesinden tekrar tohum oluşum

aşamasına kadar o gülün alacağı besin miktarı, hücre sayısı,

gövde ve yapraklarındaki suyun akışı, yapraklarındaki nefes

alma  deliklerinin  sayısı,  gövde  ve  yaprak  renkleri,  gül

tomurcuklarının sayısı, tomurcukların ebatları, gülün açma

süresi,  gül  yapraklarının  rengi,kokusu  v.s.  tamamen

kayıtlıdır. Bu aynı zamanda Allah’ın ilmi ile yarattıklarını

kuşatmasıdır.

Günümüzde gen bilimiyle uğraşanlar her ne kadar bazı

bitkilerin  genleriyle  oynayıp  verimliliklerini  artırmaya

çalışsalar da üzerinde çalıştıkları bitkinin verimi, genlerinin

oynanmasıyla  bir  ekim  ve  hasat  süresi  bir   artar.

D.N.A.’sıyla oynanmış herhangi bir bitki ekildikten sonra

vereceği ürün fazla olsa da bu alınan ürünün tohumlarını

ertesi yıl tekrar ektiğimizde o tohumun D.N.A.’sı ilk halini

almış  olarak  ürün  verir.  Yani  aslına  döner.  Çünkü

D.N.A.’larda  dışarıdan  müdahale  ile  bozulan  dengelerin

otomatik  olarak  düzeltilmesi  bilgisi  o  D.N.A.’lara  Allah

tarafından yerleştirilmiştir.

Örneğin  ayçiçeği  tarımıyla  uğraşanlar  bilirler;  doğal

haliyle  ekilmiş,  D.N.A.  larıyla  oynanmamış,  tohumlardan

yetişen  ayçiçekleri,  büyüyüp  baş  verdiklerinde  bu

ayçiçeklerinin başları sabah güneşin doğuşuyla birlikte radar

gibi güneşe kilitlenirler ve güneş batana kadar o tarladaki

bütün  ayçiçekleri  hiza  ve  disiplinlerini  bozmadan  güneşi

takip ederler.

Dışardan  bakıldığında  o  tarlada  hiçbir  düzensizlik  ve

başka bir yöne bakan ayçiçeği başı göremezsiniz.

 

D.N.A.larıyla oynanmış tohumlardan ekilmiş bir tarlada

yetişen  ayçiçeklerini  gözlemlediğimizde,  D.N.A.  larındaki

yetişme  emirleri  sıralaması  dışarıdan  müdahale  ile

bozulduğu için  o ayçiçeklerinin başlarının birçoğu ürettiği

tohumların çokluğundan ve dengesizliğinden dolayı sabah

güneş doğduğunda güneşe kilitlenemezler. Çok az bir kısmı

güneşi takip eder. Diğerleri de güneş ışıklarını takip etmekte

zorlanır. O tarladaki görüntüde bir düzensizlik, disiplinsizlik

görülür.  Ayçiçeklerinin  başları  sağa  sola  dönmüştür,  bir

kısmıda  ağırlığından  başı  kopacakmış  gibi  yere  doğru

eğilmiştir.

D.N.A sıyla oynanmış ayçiçeği ekildikten sonra alınan

tohumları  ertesi  yıl  yeniden  ekerseniz  yeniden  yetişen  o

ayçiçeklerinin  sabah  güneş  açıp  akşam  batıncaya  kadar

belirli  bir  düzen  ve  disiplin  içerisinde,  güneşi  takip

ettiklerini  görürsünüz.  Çünkü  o  tohumlar  almış  oldukları

ilahi emirle kendi kendilerini düzelterek aslına dönmüştür.

Kuran-ı Kerimde ilk muhattab alınan varlık insandır ve

insanı  muhattab  alan  Kuran  o  insanın  şekline,boyuna

bosuna,  zenginliğine,  fakirliğine,  mesleğine,  etiketine  ve

kariyerine hitap etmez.Kura insana hitap eder. Geçmişte de

olduğu  gibi  bugün  yaşayan  tüm  akıl  sahibi  insanlara  ve

kıyamete kadar gelecek insanlara değil dünyamız gibi nice

gezegenlerin insanlarına hitab eder.

 

Alltı günde yaratılıştan alıntıdır.